Türkiye'de Dezavantajlı Grupların Adalete Erişim Sorunu - Aradığınız Adalete Erişilemiyor Raporu Yayında!
Bu çalışma, farklı illerdeki nihai yararlanıcıların yargı sisteminde karşılaştıkları sorunları karşılaştırma fırsatı sunduğu gibi hem dezavantajlı grupların adalete erişimi konusunda farkındalığın artırılması hem de paydaşlar için bir kaynak görevi görmesini de destekleyecektir.
Bu rapor, özel olarak adli yardım uygulamaları üzerinden adalete erişim pratiğini ortaya dökmeyi amaçlamaktadır. Bunun yanı sıra dezavantajlı bireylerin adalete erişim önünde rapor kapsamında pek çok yapısal soruna dikkat çekilmiştir. Yapısal sorunların teknik düzenlemelerle giderilmesini beklemek gerçek değildir. Adalete erişimle ilgili de salt adli yardım uygulaması özelinde bir sonuca varmak mümkün değildir. Daha bütünlükçü ve sistemdeki tüm paydaşları kapsayan değişiklikler gereklidir. Raporun yönteminde belirleyici olan barolar da bu sistemin paydaşlarından birisidir.
Nitekim raporda da barolara yönelik öneriler de mevcuttur. Ancak baroların bu önerileri hayata geçirebilmesi dahi onların konumunun güçlendirilmesi ve baroların üzerindeki algının dönüşmesiyle mümkündür. Rapor kapsamındaki görüşmelerde barolar bu algıdan dolayı alternatif bütçe kaynaklarına erişimde yaşadıkları sıkıntıdan söz etmiştir. Çoklu baro uygulamasıyla tartışmalı bir hale gelen adli yardım bütçeleri, yönetimi ve eğitimleri de baroların çalışmalarının önünde bir engel olarak durmaktadır.
Bu noktada algı dönüşümünün gerekli olduğu bir diğer sistem paydaşı da STÖ’lerdir. Rapor çalışmaları esnasında adalete erişim ile ilgili birçok raporun kaleme alındığı tespit edilmiştir. Bu raporlardaki değerli fikirlerin hayata geçirilmediği de gözlemlenmektedir. Üstelik kamu otoritelerinin bu raporları nasıl değerlendirdiği ve tartıştığına ilişkin de elimizde bir veri yoktur. Ne yazık ki kamu otoriterlerinin kendilerine sunulan her raporu önce kendi yetkilileriyle sonra da raporu kaleme alan STÖ ile tartışmasını sağlayabilecek bir mekanizmadan söz etmek mümkün değildir.
Rapor kapsamında en makro önerimiz baroları ve STÖ’leri hukuki ve toplumsal güvenliğe kavuşturmaktır. Bu paydaşları marjinalize ederek, sağlanacak tek başınalık konforunun maliyeti büyüktür ve bu maliyet hemen görünmez. Oysaki onlarca uzmanın, hukukçunun, akademisyenin, aktivistin birikimini gündelik bir konfora feda etmek sürdürülebilir değildir.
İkinci makro plandaki önerimiz ise bütçenin büyütülmesi ve barolara dağıtımında daha adil ve şeffaf bir sistemin kurulmasıdır. Burada barolar arasındaki farklılık ancak baroların adli yardıma ilişkin yenilikçi uygulamalarının desteklenmesi temelinde olmalıdır. Örneğin, bir baronun adli yardım eğitim modülü oluşturması, yeni bir proje yaratması farklı bir bütçe kalemiyle desteklenmelidir. Ekonomik filtrasyon kriterleri, adli yardımın adil bir şekilde dağıtılması önündeki en büyük engellerden birisidir.